pekiştirmek
1pekiştirmek — i 1) Sertleşmek, katılaştırmak 2) Sağlamlaştırmak, tahkim etmek 3) mec. Güçlendirmek …
2ama — bağ., Ar. ammā 1) Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. N. Cumalı 2) Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir… …
3beslemek — i 1) Yiyecek ve içeceğini sağlamak Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk. H. E. Adıvar 2) Yedirmek Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti. H. E. Adıvar 3) Semirtmek 4)… …
4efendim — ünl. 1) Bir sesleniş karşısında buradayım anlamında kullanılan bir söz Hasan! Efendim! 2) Anlaşılmayan bir sözü tekrarlatmak için söylenen bir söz Ne, ne, ne, ne dediniz efendim! 3) Karşı çıkma, paylama cümlesini pekiştirmek için söylenen bir söz …
5evet — e. 1) Öyledir anlamında doğrulama veya tasdik kelimesi, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır. Y. K. Beyatlı 2) Konuşma arasında cümlenin olumlu anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz Gidip… …
6hele hele — ünl. 1) Karşısındakini söylemeye isteklendirmek için kullanılan bir söz Hele hele söyle! Daha neler olmuş. 2) Söylenen sözü pekiştirmek için kullanılan bir söz …
7kaballamak — i, hlk. Maden ocaklarında galerileri ağaçlarla pekiştirmek …
8kavileştirmek — i Sağlamlaştırmak, pekitmek, pekiştirmek …
9koşma — is. 1) Koşmak işi 2) den. Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç 3) ed. Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk parçasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki parçaların dördüncü dizeleri birbiriyle,… …
10oğul — is., ğlu 1) Erkek evlat Ertesi günü kardeşimin büyük oğlu geldi. M. Ş. Esendal 2) Bazı kelimelerin anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz Hinoğluhin. 3) Bir ana arıyla birlikte kovandan ayrılan, yeni yetişmiş arı topluluğu Oğul arısı. 4)… …
- 1
- 2