parlamak
41LASAF — Bir cins hurma. * Gübre otunun diplerinde biter hıyar gibi bir nesne. * Yapışmak. * Kurumak. * Parlamak …
42MAS' — Davarın kuyruğunu salması. * Vurmak. * Parlamak …
43RAKRAKA — Su dökmek. * Su gelip gitmek. * Parlamak. * Suyun akması …
44REFİF — (Ateş) Parlamak …
45SEKUB — (Sekabe) Ateşin alevlenmesi. * Yıldızın parlaması. * Işıklı, ışık veren. * Parlamak …
46TEELLUK — Yıldıramak, parlamak …
47TESAKKUB — (C.: Tesakkubât) (Sakb. dan) Delme, delinme. * Zâhir olmak, görünmek. * Parlamak, ruşen olmak …
48TEZEHHÜR — (C.: Tezehhürat) Çiçeklenme. * Yıldıramak, parlamak …
49VEHC — Alevli olmak. Alev ile yanmak. Parlamak …
50VEMZ (VEMİZ) — İşaret etmek. * Parlamak. şimşek çakmak …
Страницы