oynatmak
1oynatmak — oynatmak, I, 271 …
2oynatmak — i 1) Oynamasını sağlamak Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı. P. Safa 2) Kımıldamasına yol açmak Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi. M. Ş. Esendal 3) nsz Herhangi bir canlıya… …
3dama taşı gibi oynatmak — birini sık sık bir yerden bir yere göndermek veya atamak …
4istediği gibi at koşturmak (düz oynatmak) — keyfince, istediği gibi davranmak …
5Karagöz oynatmak — komik bir durum yaratmak …
6kukla gibi oynatmak — 1) (birini) birine her istediğini yaptırmak 2) (birini) birinin istediğini yapıyor görünerek onu oyalamak …
7kalem oynatmak — 1) yazı yazmak Namık Kemal in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. N. Cumalı 2) bir yazıyı düzeltmek 3) bir yazıda değişiklik yapmak …
8film oynatmak — bir filmi sinemada göstermek …
9kılıç oynatmak — egemen olarak yaşamak …
10parmağında oynatmak — (birini) her istediğini yaptırmak, kukla gibi kullanmak …