ortak olmak
1ortak olmak — bir şeyi paylaşmak veya bir şeye katılmak Kadınları hayata ortak olmayan millet öksüzdü, yarı kuvvetini kullanamıyor demekti. T. Buğra …
2ortak — is., ğı 1) Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar Bırakın ortağıma bir telefon edeyim. H. Taner 2) Kuma Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti nin pek ziyade gücüne gitmişti. E. E.… …
3ortak etmek — bir şeyi paylaşmaya razı olmak, katılmaya onay vermek …
4İŞTİRAK — Ortak olmak. Ortaklık etmek. Bir işde yer almak. Hissedâr olmak. * Bir lâfızda çok mânalar müşterek olması. Meselâ: Ayn kelimesi. Hem göz, hem de kaynak mânasına gelir …
5ortaklaşmak — nsz Ortak olarak davranmak, ortak olmak …
6katılmak — 1. nsz, e 1) Katma işi yapılmak Süte su katılmış. 2) Bir topluluğa girmek, iştirak etmek Üç dört ev ötedeki boş arsada çocukların oyunlarına katıldım. N. Cumalı 3) Ortak olmak, benimsemek Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak… …
7iştirak etmek — 1) katılmak Mediha kendinin iştirak etmediği herhangi bir davranışa düşmandır. H. E. Adıvar 2) ortak olmak …
8MÜZARAA — Ziraat üzerine yapılan işler, ekincilikle ilgili olarak yapılan işler. * Toprağa, çalışmağa ve kazanca ortak olmak üzere kurulan şirket …
9MÜŞAREKET — Birbirine ortak olmak, ortaklık. Beraber olup bir iş yapmak. * Gr: İkili tarafın da isteğini bildiren fiil. * Karşılıklı anlaşma, birbirini anlama …
10dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… …
- 1
- 2