ortada kalmak
1ortada kalmak — 1) yersiz kalmak, barınacak yer bulamamak 2) güç bir durumda veya iki şey arasında kalmak 3) bir şeyi hiç kimse üzerine almamak …
2dımdızlak ortada kalmak — elindeki her şeyi, imkânlarını yitirmek Zehra dımdızlak ortada kalacak. A. İlhan …
3ortada — sf., sp. 1) Sonucu belli olmayan (karşılaşma) 2) zf. Topluluk içinde, arasında 3) zf. Görünür yerde, göz önünde Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ortada bırakmak… …
4ölüsü ortada kalmak — cenazesini kaldıracak kimse bulunmamak …
5sipsivri kalmak — herkesin çekilmesiyle yalnız kalmak veya ortada kalmak …
6cascavlak kalmak — bütün imkânları elinden alınmış olarak ortada kalmak …
7şap gibi yanmak — ortada kalmak, destek bulamamak …
8dımdızlak — sf., ğı 1) Çırçıplak 2) Tepesinde saçı dökülmüş (kimse) Göbeği dükkânımızdaki şarap şişelerinden daha şişkin ve daha yuvarlak olan dımdızlak başlı Barba hiç istifini bozmadı. O. C. Kaygılı 3) mec. Elindeki her şeyini, imkânlarını yitirmiş Atasözü …
9ölü — sf. 1) Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı Bir gün gelip ölülerimizi parayla taşıtacağımızda şüphe yok. M. Ş. Esendal 2) is. Ölmüş insan, müteveffa, mevta 3) is. Hayvan leşi Bir tavuk ölüsü. 4) mec. Güçsüz Ölü kandil. 5)… …