ondan
81günah keçisi — is. Sürekli suçlanan, her gelenin öfkesini ondan çıkardığı kimse …
82her daim — zf. Her zaman, daima Her daim ondan her türlü fedakârlıklar bekliyordu. S. F. Abasıyanık …
83ilgi — is. 1) İki şey arasında bulunan herhangi bir bağlılık, ilişki, alaka, taalluk 2) kim. Kimyasal şartlar eş veya birbirine çok yakın olduğunda ögelerin birbirleriyle birleşmede gösterdiği seçicilik 3) ruh b. Dikkati öncelikle belirli bir şey… …
84imaj — is., Fr. image İmge Ondan daha saygın, daha yakışıklı ve etkili bir şef imajı bulmak zordu. H. Taner …
85imalat — is., tic., Ar. iˁmālāt 1) Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal 2) İşlenerek yapılan üretim Bu paketler satılsın, imalata ondan sonra devam edilecekti. Ç. Altan Birleşik Sözler imalathane fason imalat …
86ispermeçet balinası — is., hay. b. Balinalardan, büyüklüğü bakımından balinaya benzeyen, alt çenesindeki geniş dişiyle ondan ayrılan deniz memelisi, kadırga balığı, kaşalot (Physeter catodon) …
87itiş kakış — zf. İterek Bazen bir saatten fazla istasyonda beklemesi gerekir, ondan sonra itiş kakış zor biner trene. E. Bener …
88izlenimcilik — is., ği 1) Doğayı, gerçekte olduğu gibi bütün ayrıntılarına bağlı kalarak değil, ondan edinilen izlenimin ölçüsüne göre anlatan, doğrudan doğruya gerçeği, nesneyi değil de onun sanatçıda uyandırdığı duyumları veren sanat akımı, empresyonizm 2)… …
89karşılaştırma derecesi — is. Daha, çok, fazla, ziyade vb. kelimelerle kavramların karşılaştırılıp üst derecede gösterilmesi Ondan daha güzel çocuk görmedim. Bu iş senden fazla beni üzüyor …
90kaşarlanmak — nsz 1) Bir işte, bir hareketle çok deneyim kazanmak 2) mec. Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymaz olmak Bu vadideki kaşarlanmış idmanlarına rağmen onları da ara sıra atlatanlar bulunur. H. R. Gürpınar …