on yaşında
51yetmişlik — sf., ği 1) Bir şeyden içinde yetmiş tane bulunan 2) Yetmiş yaşında olan Yetmişlik ihtiyar. 3) is. İçinde sıvı maddelerden 0,70 litre ölçüsünde bulunan şişe …
52gümleyip gitmek — beklenmedik bir zamanda ansızın ölmek Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem. T. Uyar …
53kim bilir — 1) belirsizlik, bilinmezlik bildiren bir söz Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında / Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında. C. S. Tarancı 2) olabilirlik bildiren bir söz Kim bilir ne kadar çok beğenildi …
54zinde tutmak — genç ve diri kalmasını sağlamak Seksen bir yaşında da olsa çalışmak insanı zinde tutuyor. H. Taner …
55halt yemek — tkz. halt etmek On beş yaşında bu haltları yerse yirmi yaşına geldiği zaman ne yapacak? R. N. Güntekin …
56kocaya varmak — kız, kadın evlenmek On üç yaşındayken altmış altı yaşında bir kocaya vardığı için izdivaç denen şeyden nefret etmişti. Ö. Seyfettin …
57kendini kaptırmak — 1) bir şeyin etkisinden kurtulamayacak duruma düşmek Kendini genç yaşında rakıya kaptırdı, çok sürmedi, sonunda perişan oldu. O. C. Kaygılı 2) uğraşmaya başladığı bir işten kendini kurtaramamak …
58yüzüne bakılır — çirkin sayılmaz, güzelce Hem bakalım, yirmi yaşında da olsa yüzüne bakılır cinsten midir? R. H. Karay …
59başyeyici — (Meğri) kiçik yaşında ataanasını itirmiş uşaq …
60baytal — I (Quba) ikiyaşar madyan. – Dişi atdu baytal, üzi də iki yaşında II (Çənbərək) 1. təkbaşına, yalqız 2. sərbəst. – Xanım baytal yetif, baytal gəzif …