olası
11kredi — is., ekon., Fr. crédit 1) Borç ödemede güvenilir olma durumu Piyasada kredisi var. 2) ekon. Ödünç alınan veya verilen mal, para Kredi almada, senet ödemede, şunda bunda oldum olası kolaylık göstermişlerdir. A. İlhan 3) mec. Güven, saygınlık,… …
12kuantum — is., fiz., Fr. quantum Bir dalganın olası değerlerinin alt değer kümelerinden biri …
13kusur — is., Ar. ḳuṣūr 1) Eksiklik, noksan, nakısa Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız. B. Felek 2) Özür 3) Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama 4) Elverişsiz durum Birleşik Sözler ağır… …
14muhtemel — sf., Ar. muḥtemel İhtimal dâhilinde olan, beklenen, beklenir, umulur, olası, olasılı, mümkün Bir insan için güzel olanın, daha birçok insan için de güzel olması pek muhtemeldir. N. Ataç …
15mümkün — sf., Ar. mumkin Muhtemel, olabilir, olası Birleşik Sözler mümkün mertebe Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mümkün olmak …
16ocak — is., ğı 1) Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. Halikarnas Balıkçısı 2) Şömine Ocağın önünde oturup acayip bir… …
17oldum bittim — zf. Oldum olası Ben oldum bittim ağlamaya dayanamam. H. Taner …
18oldum olasıya — zf. Oldum olası …
19olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… …
20tortu — is., kim., Far. durdī 1) Çökelti Perver in getirdiği su içinde fazla tortu görerek bardağı rıhtımın taşına attı. 2) mec. Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı Babam isyanla bulanmış ruhunun bütün tortularını bana bırakıp gitmiştir. Y …