okula

  • 51kaydetmek — i, e, der, Ar. ḳayd + T. etmek 1) Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek 2) Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek. 3) Hatırlamak için yazmak, not …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 52kestirmeden — zf. En kısa yoldan, en kısa bir biçimde Okula kestirmeden gittik …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 53mazeret kâğıdı — is. Öğrencinin okula gelemeyişinin sebebini bildiren ve velisi tarafından imzalanarak okul yönetimine verilen belge, tezkere …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 54mektepli — is. 1) Okula giden kimse, öğrenci 2) sf. Okulda yetişmiş olan, alaylı karşıtı Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm. R. N. Güntekin Birleşik Sözler mektepli kahvesi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 55nasıl — zf., T. ne + Ar. aṣl 1) Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum. S. F. Abasıyanık 2) Bir hareketin yapılış biçimine duyulan… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 56okullaşmak — de 1) Bir yerde okula giden öğrenci sayısı artmak 2) Okul sayısı artmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 57okullu — is. Bir okula devam eden kimse, öğrenci Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller okullu olmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 58olumlu cümle — is., dbl. Yüklemi olumlu olan cümle, olumlu tümce: Çocuk okula gitti. Öğrencinin bilgisiz olduğu anlaşılıyordu gibi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 59öz öğrenimli — sf. Bir okula gitmeden kendi kendini yetiştiren, otodidakt …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 60suluk — is., ğu 1) Öğrencilerin okula su götürdükleri kap 2) Kuş kafeslerinde su konan kap 3) Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük