mutlak
1mutlak — sf., Ar. muṭlaḳ 1) Salt Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. H. E. Adıvar 2) fel. Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık 3) zf. Kesinlikle Birleşik Sözler mutlak değer mutlak mera… …
2mutlak — (A.) [ ﻖﻠﻄﻡ ] kesin …
3MUTLAK — Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem den felâh… …
4FAKR-I MUTLAK — Mutlak fakirlik. Mü min bir kulun Cenâb ı Hakka karşı mutlak muhtaç halde olduğunu bilişi. Nihayetsiz muhtaç olduğu Allaha (C.C.) ve emirlerine tam teslimiyyetle sığınması hâleti …
5FEYYAZ-I MUTLAK — Mutlak ve sonsuz feyiz ve bolluk sahibi. Allah.(Kader herşeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir. Feyyaz ı Mutlak tan aldığı feyze olan kabiliyeti, o kalıba göredir. M.N …
6GADR-I MUTLAK — Mutlak gadr, zulüm …
7mutlak değer — is., mat. Salt değer …
8mutlak mera — is., coğ. Kendiliğinden gelişen ve otlatmaya elverişli bir bitki örtüsünü üzerinde taşıyan mera …
9mutlak nem — is., coğ. Salt nem …
10mutlak sıcaklık — is., ğı, fiz. Salt sıcaklık …