kurulmak
1kurulmak — kurulmak; büzülmek I, 195; II, 134, 138 …
2kurulmak — nsz 1) Kurma işine konu olmak veya kurma işi yapılmak Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay. A. M. Dranas 2) e Rahatça oturmak, yerleşmek Yırtık pırtık giysili serserilerin peykelere kurulduğunu görünce çok… …
3başköşeye kurulmak — saygın kişilere ve büyüklere ayrılan yere oturmak Adamakıllı bol entarisinin eteklerini savurta savurta geldi, başköşeye kuruldu. A. İlhan …
4beşlik simit gibi kurulmak — kendini bir şey sanarak bir yere yayılıp oturmak …
5kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak) — büyüklenmek, böbürlenmek …
6maça beyi gibi kurulmak — saygısızca yayılarak oturmak …
7zemberek kurulmak — durum kızışmak Gayri zemberek kuruldu. Söz kâr etmez bunlara... H. Taner …
8teessüs etmek — kurulmak, ortaya çıkmak …
9boynamak — kurulmak, gururlanmak, böbürlen mek, mağrur olmak, dik başlı o1mak I, 226; III. 377 …
10ihdâs — (A.) [ ثاﺪﺣا ] kurma, oluşturma, meydana getirme. ♦ ihdâs edilmek kurulmak, oluşturulmak, meydana getirilmek. ♦ ihdâs etmek kurmak, oluşturmak, meydana getirmek. ♦ ihdas olunmak kurulmak, oluşturulmak, konulmak …