koyun
1koyun — koyun, kucak, II, 339, 346; III, 18, 297bkz: koy …
2koyun — 1. is., ynu 1) Kollar arası, kucak Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Göğüsle giysi arası Kesesini koynunda taşır. 3) mec. Koruyucu, şefkatli çevre Hepimiz bu yurdun koynunda …
3Koyun Baba — († um 1468) war ein türkischer Kalender Mönch. Der Name bedeutet wörtlich „Schafvater“ oder auch „Schafheiliger“. Koyun Baba gilt in der Volkstradition als Nachfahre des Propheten Mohammed und Zeitgenosse des Mystikers Hacı Bektaş Veli. Über… …
4koyun koyuna — zf. Birbirine sarılmış bir durumda Biraz sonra, orada, en tatlı hayallerimle koyun koyuna yatacağım. Y. Z. Ortaç …
5koyun kaval dinler gibi dinlemek — hiçbir şey anlamadan dinlemek Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk ı okuyor, hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı. A. H. Çelebi …
6koyun bakışlı — sf. Bön bakışlı, budala, şaşkın …
7koyun baklası — is., bit. b. Termiye …
8koyun dede — sf. Alık, aptal …
9koyun eti — is. Koyunun kesilip parçalanmış eti …
10koyun mantarı — is., bit. b. Bir çeşit mantar, koyungöbeği …