koparmak
1koparmak — i 1) Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın! O. C. Kaygılı 2) nsz Daldan, ağaçtan alıp toplamak Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır. H. E. Adıvar 3) …
2cayırtı koparmak — çok gürültü koparmak …
3kıyametler koparmak — 1) bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? M. A. Ersoy 2) aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak …
4çığlık atmak (veya koparmak veya basmak) — kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır. H. E. Adıvar Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar. H …
5çıngar çıkarmak (veya koparmak) — gürültü, kavga çıkarmak …
6koşu koparmak — hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor. R. N. Güntekin …
7palamarı koparmak (veya çözmek) — argo kaçmak, sıvışmak Bir kere palamarı çözmeye muvaffak olsa bir yere kapağı atmanın çaresini bulabilirdi. H. R. Gürpınar …
8şamata etmek (veya koparmak) — gürültü patırtı yapmak ... haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı. R. H. Karay Amma da şamata ettin be çorbacı, dedi. H. Taner …
9vaveyla koparmak — çığlık atmak …
10yaygara koparmak — yaygarayı basmak …