koparmak
71tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz …
72uçurmak — i 1) Uçma işini yaptırmak Uçurtmayı uçurmak. 2) Kesip ayırmak, koparmak Kelleni uçurmadıklarına şükür... Geçmiş olsun! R. H. Karay 3) Hızlı götürmek, hızlı sürmek Arabayı, kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu. Ö. Seyfettin 4) argo Gizlice alıp… …
73vaveyla — is., Ar. vāveylā Çığlık Mısır ın değme ağıtçıları bile sanırım vaveylalarında benimle yarışa giremezlerdi. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vaveyla koparmak …
74yaygara — is. 1) Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma Cıyak cıyak bir dudu yaygarası, herkesi yerinden sıçrattı. S. M. Alus 2) mec. Şikâyet, sızlanma Bizim gazetecilerin bu yaygaraları bence de haklı. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …
75yolmak — i, ar 1) Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş. M. Ş. Esendal 2) mec. Dolandırarak, hile ile birinin parasını almak Adamcağızı iyice yoldular …
76ceketini alıp çıkmak — 1) ilişkisini tamamen koparmak 2) hiçbir şey almadan birlikteliği bitirmek, ortaklıktan ayrılmak …
77koparıp atmak — 1) koparmak 2) mec. ilgisini kesmek, önem vermemek Sana karşı içimde iki katlı bir ana yüreği var. İşte onu koparıp atamıyorum. Ö. Seyfettin …
78ilişiğini kesmek — hiçbir ilgisi kalmamak, bağlantılarını koparmak …
79çekip almak — uzaklaştırmak, uğraşısına son vermek, koparmak Beni tiyatrodan çekip alırken alıştığım yaşayışın giderlerini karşılayıp karşılayamayacağını sonradan anladım. N. Cumalı …
80feryadı basmak — çığlık koparmak, yüksek sesle haykırmaya başlamak Oradan küçücük bir fakir çocuk gibi feryadı bastığını işitirsiniz. S. F. Abasıyanık …