konusu
101görücüye çıkmak — evlenmesi söz konusu olan kız görücüye görünmek Onu indirmek, görücüye çıkmaya razı etmek için başta haminne olmak üzere bütün ev halkı ağacın altında durdu, yalvardı. H. E. Adıvar …
102bahsi geçmek — 1) bir konu üzerinde konuşulmuş olmak 2) söz konusu edilmek Ahmet ile demin bahsiniz geçti, muhakkak bekleriz. R. H. Karay …
103lakırtı etmek — 1) konuşmak Bir gün sinirli olur da ters bir lakırtı ederse ben susarım. M. Ş. Esendal 2) dedikodu konusu etmek …
104zam yapmak — söz konusu fiyatı artırmak …
105abdala kar yağıyor demişler, titremeye hazırım demiş — varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu olmaz anlamında kullanılan bir söz …
106arpa boyu kadar gitmek (veya yol almak) — (bir) pek az ilerlemek Tartışmadan beklenen olumlu ve yapıcı sonuca varmak söz konusu olunca orada bir arpa boyu yol alamıyoruz. H. Taner …
107kestiği tırnak olamamak — (birinin) bir kimse, söz konusu olan kimseden değerce çok aşağı olmak …
108dert edinmek (veya etmek) — bir sorunu veya durumu üzüntü konusu yapmak …
109eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez — aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir anlamında kullanılan bir söz …
110kitapta yeri olmak — din veya yasa kitaplarında bulunmak, konusu geçmek …