konaklamak
1konaklamak — nsz Yolculuk sırasında bir yerde durup geçici bir süre kalmak Elimdeki karadut kütüğü nereye düşerse sen de orada konakla! N. Araz …
2konaklamak — darı yemek III, 347 …
3inmek — den, er 1) Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek, çıkmak karşıtı 2) Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. P. Safa 3) Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden… …
4kalmak — nsz, ır 1) Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. T. Buğra 2) Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. O. C. Kaygılı 3) de Konaklamak, konmak Hemen… …
5konaklama — is. Konaklamak işi …
6menzil — is., esk., Ar. menzil 1) Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana. F. N. Çamlıbel 2) İki konak arasındaki uzaklık 3) Bir günlük yol 4) ask. Bir merminin… …
7MUZAYEFE — Ziyâfet vermek. * Birbirine konaklamak …
8NÜZUL — İniş, inmek, aşağı inmek, konaklamak. * Nüzül, felç hastalığı. * Hacıların Mina ya gelip konaklamaları …