kokmak
1kokmak — fena kokmak, kokusu yükselmek (su) senmek, (hastal ık) sakinleşmek II, 293, 323; III, 184 …
2kokmak — nsz, ar 1) Koku çıkarmak Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor. H. R. Gürpınar 2) Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokuşmak Bu et kokmuş. 3) mec. Olacağıyla ilgili belirtiler göstermek, olacağı hissedilmek Ortalık savaş… …
3yanık kokmak — 1) is kokmak 2) ortalıkta bir şeyin yandığını anlatan koku bulunmak …
4küf kokmak — (bir yer veya bir şey) kapalı, nemli yerler gibi ağır kokmak …
5sası kokmak — yiyecek bozulmak, çürümek …
6açlıktan nefesi kokmak — yoksulluk içinde bulunmak …
7ağzı süt kokmak — çok genç ve toy olmak Yazmaya başladığım günden bu yana ağzı süt kokan bir yazar olmaktan korkmuşumdur. T. Uyar …
8DEFR — Kokmak …
9FEVH — Kokmak …
10SEAT — Kokmak …