kesmek
61para kesmek — 1) para basmak 2) mec. çok para kazanmak Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor. H. R. Gürpınar …
62ateş kesmek — ateşli silahlarla yapılan atışa son vermek …
63baş kesmek — selam vermek için baş eğmek Gülerken de göğsünün sağ köşesine baş kesmeyi unutmaz. S. Birsel …
64söz kesmek — genellikle evlenmek için anlaşıp kesin karar vermek O evlenmek üzere söz kesmiş, işi pişirmiş. H. R. Gürpınar …
65su kesmek — sulanmak Bu yoğurt su kesmiş. Bu karpuz dura dura su kesmiş …
66lafı kısa kesmek — söyleyeceğini kısa veya özet olarak belirtmek, az ve öz konuşmak …
67lafını kesmek — birinin sözünü bitirmesine fırsat vermeden araya girmek Vedia yine feylesofun lafını kesti. Ö. Seyfettin …
68suyu baştan (veya başından) kesmek — işin aslı üzerinde kesin bir şey söyleyip ayrıntılarını konuşmaya gerek duymamak …
69sözü kesmek — 1) konuşmasını bitirmeden susmak 2) başkasının konuşmasını önlemek …
70aklı kesmek — bir şeyin olabileceğine inanmak Bu işin içinden yalnız çıkamayacağımı aklım kesti. S. F. Abasıyanık …