kesmek
51zar kesmek — zarını bozmak …
52bıçak gibi kesmek — 1) çok keskin olmak 2) birdenbire ve tamamen ortadan kaldırmak …
53altın kesmek — çok para kazanır olmak …
54korkuya kesmek — korkmak Ürkek ürkek dolaşıyordu evin içinde. Tepeden tırnağa korkuya kesmişti. Y. Kemal …
55sesini kesmek — söylemekteyken susmak …
56sütten kesmek — emzirmeye son vermek Fadime yi aldım götürdüm, kaynanamın odasına bıraktım, sütten kesmiştim. H. E. Adıvar …
57ardını kesmek — arkası gelmemek, önlemek, son vermek, durdurmak …
58ümidini kesmek — artık olacağını beklememek Bunu gerçekten anlamışım, ben de biliyormuşum gibi bir şeylerden ümit kestiğimi hatırlıyorum. F. R. Atay …
59yol kesmek — 1) geçmesine engel olmak, durdurmak Senin yolunu kesecek, engel olacak değilim. M. Yesari 2) ıssız yerlerde soygunculuk yapmak 3) motor vb. hızını azaltmak, devrini düşürmek Motorun yanaşmasını bekliyorum, yol kestiği için şimdi hiç gürültü… …
60etinden et koparmak (veya kesmek) — çok acı vermek …