kesmek

  • 121budamak — i 1) Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak 2) mec. Bir şeyi eksiltmek, azaltmak Aylıkları budamak. 3) Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek 4) sp. Güreşte rakibinin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 122kırkmak — i, ar 1) Bir şeyi uçlarından kesmek 2) Saç, sakal veya tüyü kesmek Saçlarını çok kırkmışsın. 3) Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 123söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 124ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 125baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 126bilet — is., Fr. billet Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge Biletini alıncaya kadar vapur da geldi. P. Safa Birleşik Sözler açık bilet kombine …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 127kesme — is. 1) Kesmek işi 2) Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas 3) sf. Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat. R. H. Karay 4) sf. Kesin, değişmez, maktu Kesme fiyat. 5) dbl. Kesme işareti …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 128laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük