keçe külâh
1keçe külah olmak — esk. ordudan veya resmî görevden çıkarılmak Askerde, vüzera, rical dairelerinde keçe külah olmak kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi. A. Rasim …
2keçe külah etmek — aldatmak, kandırmak …
3keçe — is. 1) Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular. Ö. Seyfettin 2) sf. Bu kumaştan yapılmış olan Keçe çadırların içi… …
4teptim keçe oldu, sivrilttim külah oldu — bir şeyi işine geldiği gibi gösterenler veya yorumlayanlar için söylenen bir söz …
5sikke — 1. is., esk., Ar. sikke 1) Madenî para 2) Madenî paralara vurulan damga 2. is., hlk. Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık 3. is. Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah …
6HARTAVÎ — Tar: Sipahilerin yeniçeri keçesine mümasil olarak giydikleri toparlak keçe külâh …
7tepmek — i, er 1) Hayvan, ayağıyla vurmak 2) Üzerine basarak sıkıştırmak Yünleri çuvala tepmek. 3) Çokça yürümek 4) mec. Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper… …
8batga — üzerinde külâh yapmak için yünve keçe kesilen tahta I, 424 …