katışıksız
1katışıksız — sf. İçine başka şeyler karışmamış olan, arı, saf …
2SAFİ — Katışıksız. Temiz, süzülmüş ve temiz. * Bozuk olmayan. Hâlis …
3arı — 1. sf. 1) Temiz, münezzeh 2) Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis 3) Günahsız Birleşik Sözler arı kil arı sili eteği arı 2. is., hay. b. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica) Birleşik Sözler …
4arınmak — nsz 1) Temizlenmek 2) Katışıksız, arı (I) duruma gelmek 3) mec. Rahatlamak Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. H. Taner …
5arıtmak — i 1) Temizlemek, temiz duruma getirmek, paklamak 2) Katışıksız duruma getirmek, tasfiye etmek …
6halis — sf., Ar. ḫāliṣ Katışık olmayan, katışıksız, saf İşte halis çay buna derler. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler halis muhlis halisüddem …
7halis muhlis — sf. Katışıksız, eksiksiz, öz Çizgili basmadan şalvarı ve çiçekli gömleği, güneş, gök ve ter kokan halis muhlis bir köy çocuğu. B. R. Eyuboğlu …
8halisüddem — sf., esk., Ar. ḫāliṣ + dem Katışıksız, saf kan …
9has — sf., Ar. ḫāṣṣ 1) Özgü, öze, mahsus Anadolu nun yüksek yaylalarına has, sessiz, pussuz, boz renkli gecelerden biriydi. R. N. Güntekin 2) Katışıksız, en iyi cinsten, saf Has gümüş. 3) Hükümdara özgü olan Has ahır. Has bahçe. 4) mec. İyi nitelikleri …
10katkısız — sf. 1) Üzerine veya içine hiçbir şey katılmamış, katışıksız, saf 2) mec. Niteliği hiçbir etki ile değişmeyen, tam, bozulmamış …
- 1
- 2