karanlık oda
1karanlık oda — is. Fotoğraf camı banyosu, röntgen muayenesi vb. işlerin yapıldığı ışıksız oda …
2karanlık — sf., ğı 1) Işığı olmayan, bütünü veya bir parçası ışıktan yoksun olan 2) is. Işık olmama durumu Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz. H. Taner 3) mec. Yasalara, töreye uygun olmayan Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar. M. Ş. Esendal 4) mec.… …
3oda — is. 1) Evin veya herhangi bir yapının oturma, çalışma, yatma gibi işlere yarayan, banyo, salon, giriş vb. dışında kalan, bir veya birden fazla çıkışı olan bölmesi, göz Hâlâ kapısı aralık duran odaya doğru koştu. S. F. Abasıyanık 2) Serbest meslek …
4karanlık kesilmek — ortalık birdenbire kararmak Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. Ö. Seyfettin …
5mahsen — eski evlerde bulunan karanlık oda …
6art — is., dı 1) Arka, geri Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. T. Buğra 2) Bir şeyin öbür yüzü 3) sf. Arkada bulunan Art damak ünsüzü. Art teker. Birleşik Sözler art arda art avurt art bölge art damak …
7kandil — is., Ar. ḳindīl 1) İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. Ö. Seyfettin 2) Kandil gecesi 3) argo Çok sarhoş Birleşik Sözler kandil çiçeği kandil çöreği… …
8ortalık — is., ğı 1) Bulunulan yer, çevre Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. P. Safa 2) İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar 3) Yeryüzünün… …