kapılmak
81merak sarmak (veya duymak veya salmak) — (bir şeye) bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. H. Taner Bu adama, her gördüğüm …
82sele gitmek — 1) sele kapılmak 2) mec. gereksiz yere telef olmak …
83enseyi karartmak — ümitsizliğe kapılmak, karamsarlığa düşmek …
84göz dikmek — bir şeyi ele geçirmek isteğine kapılmak Bizim canımıza, malımıza hangi devlet göz dikmişti? Y. K. Karaosmanoğlu …
85şeytana uymak — kötü bir şey yapma isteğine kapılmak …
86ayağa kalkmak — 1) ayakları üzerinde durmak, dikilmek Ayağa kalkarak istifa etmeyeceğim, dedi. M. Ş. Esendal 2) hasta iyi olmak, iyileşmek 3) saygı göstermek için oturma durumundan ayaküzeri durumuna geçmek 4) harekete geçmek Bu gece büyük hanımın kerem ve ihsan …
87etekleri zil (veya ıslık veya çalpara) çalmak — 1) çok sevinmek İlk mektebe gittiği gün Gülsüm ün sevincinden etekleri zil çalıyordu. R. N. Güntekin 2) alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak …
88can derdine düşmek — ölüm korkusuna kapılmak …
89gönlü çelinmek — güzel sözlere aldanmak, kapılmak …
90canı ağzına (veya boğazına) gelmek — 1) büyük bir tehlike karşısında ölecekmiş gibi bir korkuya kapılmak Bunlardan biri elimden kayarak ayağım üstüne şiddetle düşüverdi, az kalsın canım ağzıma gelecekti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) aşırı duygulanmak, çok heyecanlanmak Bitip tükenmek… …