kapılmak

  • 41hayal — is., li, Ar. ḫayāl 1) Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi. F. R. Atay 2) Belli belirsiz görülen şey, gölge 3) fiz. Görüntü İnsanın aynadaki hayali …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 42heyecan — is., Ar. heyecān 1) Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu 2) fel. Coşku Halk heyecan içinde. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller heyecan duymak heyecan vermek heyecana düşürmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 43hiddet — is., Ar. ḥiddet Öfke, kızgınlık Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hiddet etmek hiddete kapılmak hiddetten kudurmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 44his — is., ssi, Ar. ḥiss 1) Duygu Birisi duygularına, hislerine kulak verir, öteki hile ve desise seslerine ... B. Felek 2) Duyu 3) Sezgi, sezme Birleşik Sözler hissedilmek hissetmek hissettirmek hissikablelvuku hissiselim …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 45hüzün — is., znü, Ar. ḥuzn İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı Bereket versin bu hüzün uzun sürmez, çabuk dağılır ve kızcağız bir müddet sonra o daimî mağrur hâlini alıverirdi. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hüzün çökmek… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 46infial — is., li, esk., Ar. infiˁāl 1) Birine içerleme, gücenme, kızgınlık duyma 2) Herhangi bir şeyden etkilenme 3) fel. Edilgi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller infial uyandırmak infiale kapılmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 47kapılma — is. Kapılmak işi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 48kompleks — sf., Fr. complexe 1) Karmaşık Heveskârlar için hece ve aruz, bir kompleks, içinden çıkılmaz bir yoldu. S. Birsel 2) kim. Karmaşık 3) is. Karmaşıklık, karmaşa 4) is. Aynı ekonomik etkinliği gerçekleştiren sanayinin tesisler bütünü Çinko kompleksi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 49korkmak — nsz, ar 1) Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak Karanlık yerde insan korkmaz mıydı? S. F. Abasıyanık 2) Kaygı duymak, endişe etmek Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. M. A. Ersoy 3)… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 50korku — is. 1) Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor. Y. Z. Ortaç 2) Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara Yollarda korku kalmadı. 3) ruh b. Gerçek veya beklenen bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük