kapı
21kapı oğlanı — is., tar. 1) Kapı çuhadarı yamağı 2) Elçiliklerde çevirmen yardımcısı …
22kapı perdesi — is. Rüzgâr ve soğuktan korunmak için kalın kumaştan veya deriden yapılmış örtü, perde Ahşap evlerde ne yapılsa ısıtmak, hayatta rüzgâr cereyanlarından korumak mümkün olmadığından odalara kapı perdeleri asılırdı. R. H. Karay …
23kapı yoldaşı — is. Aynı yerde ve görevde çalışanlardan her biri Mahpeyker kalfa isminde bir kapı yoldaşı vardır ki Kıztaşı taraflarında otururdu. R. N. Güntekin …
24kapı dışarı etmek — kovmak, dışarı atmak Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok. M. İzgü …
25kapı yapmak — 1) bir şey istemek veya söylemek için karşısındakini önceden başka sözlerle hazırlamak Rumeli de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti. Ö. Seyfettin 2) ev gezmesi yapmak 3) kapı almak …
26kapi — fermented fish paste (Thailand) …
27kapí — कपि …
28kāpī — कापी …
29kapí-ja — कपिज …
30kapı kapı aramak — her yeri aramak …