kan gelmek
1kan gelmek — kanamak …
2benzine kan gelmek (veya benzi kanlanmak) — sağlıklı duruma gelmek, canlanmak Yirmi dört saat evvel Allah tan ziyade Abdülhamit ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti. Ö. Seyfettin …
3yüzüne kan gelmek — sağlığı yerine gelmek, benzinin solgunluğu geçmek …
4kan — is. 1) Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. Ö. Seyfettin 2) mec …
5kan gitmek — 1) (birinden) büyük ve küçük abdestini yaparken kan gelmek 2) (birinden) kadınlarda aybaşı çok kanlı olmak …
6yanağına kan gelmek — yüzü daha canlı ve renkli olmak, iyi beslenmekten dolayı gürbüz görünmek …
7gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …
8can gelmek — canlanmak, güçlenmek Vücudumuza serinlik, ferahlık yayılıyor / Kan verilen bir yaralı imişçesine cismime can geliyor. R. H. Karay …
9üstüne fenalık gelmek — aşırı derecede sıkılmak, pek bunalmak Bütün kan başıma çıktı, üstüme bir fenalık gelir gibiydi. M. Ş. Esendal …
10kanamak — nsz 1) Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek, kan kaybetmek 2) mec. Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kanayan yara olmak …