kalkmak

  • 61oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 62rahatlamak — nsz 1) Üzüntü, sıkıntı, tedirginlik veren bir durum ortadan kalkmak veya azalmak, rahata kavuşmak Hasta ilacını içtikten sonra rahatladı. 2) Sakinleşmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 63sahur — is., Ar. saḥūr 1) Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek Sonra sahur niyetine iki lokma bir şey yemek için otelin salonuna girdiğinde... A. İlhan 2) Bu yemeğin yendiği vakit Birleşik Sözler sahur yemeği… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 64saldırmak — e 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı. H. C. Yalçın 2) Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak 3) den Gemi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 65sol — 1. is. Peru para birimi 2. sf. 1) Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı Sol el. Sol kulak. 2) is. Bu taraftaki yön Sola dönmek. 3) is. Sosyalizme yakın görüşte olan grup 4) is., sp. Boksta sol yumrukla vuruş Birleşik Sözler sol açık… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 66susta — 1. is., İt. sosta Köpeğin arka ayakları üzerinde durması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller susta durdurmak susta durmak sustaya kalkmak 2. is., Rum. Emniyet yayı Çakının sustası …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 67şah — 1. is., Far. şāḫ Atın, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde ayakta durması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şaha kalkmak 2. is., tar., Far. şāh 1) İran veya Afgan hükümdarı 2) Satranç oyununda her yönde tek hane gidebilen en… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 68şahlanmak — nsz 1) At, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde durmak, şaha kalkmak Altımdaki beygir acı acı kişneyerek şahlanır gibi oldu. O. C. Kaygılı 2) mec. Taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek Gösterdiğimiz kahramanlıklar, harp… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 69tahta — is., Far. taḫte 1) Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç Çam tahtası. Gürgen tahtası. 2) sf. Bu ağaçtan yapılmış Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik. Ö. Seyfettin 3) Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme Yeni silinmiş tahtalar birkaç… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 70tedavül — is., ekon., Ar. tedāvul 1) Para, para yerine geçen bono, senet vb.nin geçerli olması, sürümde bulunması, sürüm, geçerlik 2) Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolanım, sirkülasyon, para dolaşımı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tedavülde… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük