-
1 хватить
сов.1) см. хватать 4)хвати́ть по рю́мочке — birer tane yuvarlamak
хвати́ть ли́шнего — fazla kaçırmak
3) перен., разг. ( испытать) çekmekхвати́ть го́ря через край — çekmediği dert kalmamak
4) прост. ( ударить) indirmek; vurmakхвати́ть чем-л. о́б пол — bir şeyi yere çalmak
5) в соч., безл.хва́тит! — разг. yeter (artık); paydos!
хвати́ть с меня́ обеща́ний — vaitlere karnım tok!
См. также в других словарях:
kafayı bulandırmak — önceki düşünceleri altüst etmek, değiştirmek Öğretmenler bu gibi kitapların kafayı bulandırdığını bile söyler. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı tütsülemek — argo sarhoş olmak Karşı köyden Ali Ağanın mirasyedi oğlu, Muharrem in karısı, Muharrem, oturmuşlar, tütsülerler kafayı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı (bir yere) vurmak — 1) hastalanıp yatağa düşmek 2) uyumak için yatmak Ahmet de bize varır varmaz kafayı yere vurdu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı bulmak — içki içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı çalıştırmak (veya işletmek) — akılcı davranarak sorunları çözmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı değiştirmek — düşüncesini, kanaatini değiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı üşütmek — delirmek, çılgınlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı yemek — argo aşırı yorgunluktan bunalıma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa (veya kafayı) çekmek — argo kafayı çekmek Ona birisi kafayı çekmekte olduğunu söyleseydi, kılı bile kıpırdamazdı. S. F. Abasıyanık Benimle kafa çekmenin onlar için pek keyifli olduğunu sanmıyorum. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa (veya kafayı veya kafasını) dinlemek — 1) zihni yoran sorunlardan uzak kalmak 2) sessiz, sakin kalmak Bir dakika kafamı dinleyip başka şeylerden bahsetmek ihtiyacı duyduğum zaman... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük