kaşıntı
1kasıntı — is. 1) Giyeceği daraltmak veya kısaltmak için yapılan eğreti dikiş Bu kolun kasıntısını sökmeli. 2) mec. Büyüklenme, kurum, gurur 3) sf., mec. Büyüklenen, gururlanan ve bunu davranışlarıyla belli eden (kimse) …
2kaşıntı — is. Vücutta kaşınma isteği uyandıran duygu …
3kasinti — 1 kàsinti, ina, ino caus. kasti 1: Kàsink rūsio, grūdų kaupą žemyn J. Nekàsink daržus man su vištoms! Dr …
4kasinti — 2 kasìnti, ìna, ìno tr. [K]; N, APhXXXV373 kasyti. | refl.: Kam niežta, tas ir kasinas Pp …
5gıcık — is., ğı 1) Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı Bronşit filan desem öksürük değil, gıcık bile yok... S. M. Alus 2) hay. b. Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu… …
6gicişmek — nsz, hlk. Kaşınmak, kaşıntı duymak, gidişmek …
7gidişmek — nsz, hlk. Kaşıntı duymak, kaşınmak, gicişmek …
8kaşındırmak — i Kaşınmasına yol açmak, kaşıntı vermek …
9iškasinti — 1 iškàsinti caus. iškasti 1: Iškàsino laukan iš kapų Šts. Aš iškàsinau [svogūnus] – suvariau į daržą vištas, kad iškastų KlvrŽ. kasinti; iškasinti; nukasinti …
10nukasinti — 1 nukàsinti caus. nukasti 1: Nukàsinsi kanapius, vištas beganydamas Šts. kasinti; iškasinti; nukasinti …
- 1
- 2