kırıcı bir söz
1kırıcı — sf. 1) Kırma işini yapan 2) mec. Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.) Kırıcı bir davranış. 3) mec. Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyen, engelleyen Grev kırıcı. 4) fiz. Kırınım oluşturan Kırıcı ortam. 5) is …
2ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi …
3iğneleyici — sf. 1) Kırıcı, dokunaklı (söz veya davranış) 2) zf. Kırıcı bir biçimde …
4terslemek — 1. i Bir kimseye gönül kırıcı, sert söz söylemek veya gönül kırıcı davranmak, azarlamak Kaç defa tersledim, yine uslanmadı. Y. K. Karaosmanoğlu 2. e Hayvanlar pislemek …
5bıçak yarası geçer (veya onulur), dil yarası geçmez (veya onulmaz) — hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz …
6dürüşt — sf., esk., Far. duruşt Sert, gücendirici, kırıcı Ömründe bir defa kimseye dürüşt bir söz söylememişti. Y. K. Beyatlı …
7köpek yese kudurur — çok ağır ve onur kırıcı sözler için söylenen bir söz …
8sokmak — i, ar 1) İçine veya arasına girmesini sağlamak 2) e Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak Bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu. F. R. Atay 3) Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak 4) Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya… …
9sokuşturmak — i, e 1) Dar bir yere zorla veya iterek sokmak 2) mec. Belli etmeden kötü bir malı vermek Manav çürük elmaları sokuşturup çocuğa verdi. 3) mec. Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek İkide birde başlarında Selman gibi adamlar olduğunu… …
10acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini …
- 1
- 2