kömür

  • 81havza — is., Ar. ḥavża 1) Bölge, mıntıka Zonguldak kömür havzası. 2) coğ. Dağ veya tepelerle sınırlanmış, suları aynı denize, göle veya ırmağa akan bölge Kızılırmak havzası. 3) coğ. Yer kabuğundaki kıvrımların çukur, alçak yeri, tekne 4) jeol. Tekne… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 82hayvan kömürü — is. Kan ve kemik gibi organik maddelerden yapılıp hekimlikte kullanılan kömür …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 83hemoglobin — is., biy., Fr. hémoglobine Soluk alma aracıyla organizmanın hücreleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, birleşiminde demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 84kalem — is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 85kapkara — sf. 1) Her yanı kara Dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyorlardı. T. Buğra 2) Kömür gibi kara, simsiyah Gözleri zeytin gibi kapkara mahalle kızı... O. C. Kaygılı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 86kara kalem — is. 1) Resim yapmada kullanılan kömür kalem 2) sf. Bu kalemle yapılan (resim) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 87karbon — is., kim., Fr. carbone Atom numarası 6, atom ağırlığı 12 olan, doğada elmas, grafit gibi billurlaşmış veya maden kömürü, linyit, antrasit gibi şekilsiz olarak bulunan, canlı varlıkların aslını oluşturan ve yandıktan sonra kömür durumuna geçen… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 88kaya — is. 1) Büyük ve sert taş kütlesi Dört tarafı su ile çevrili bir kayadır, bir adacık. R. H. Karay 2) Kayaç Birleşik Sözler kaya balığı kayabaşı kaya güvercini kaya hanisi kaya horozu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 89kepçe — is., Far. kefçe 1) Sulu yiyecekleri karıştırmaya ve dağıtmaya yarayan, uzun saplı, yuvarlak ve derince kaşık Tahta kaşık ve kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı. N. Araz 2) sf. Bu kaşığın alabildiği miktarda olan Tabağına iki kepçe… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 90koca yemiş — is., bit. b. 1) Fundagillerden, 3 6 m yükseklikte, çiçekleri beyaz veya pembe, kışın yapraklarını dökmeyen, odunu sert olduğundan kolay işlenemeyen ve kömür yapımında kullanılan bir ağaççık, sandal ağacı (Arbutus uneda) 2) Bu ağacın 1 2 cm… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük