kömür

  • 111semaver — is., Rus. Özellikle çay demlemekte kullanılan, içinde kömür yakacak ocağı bulunan, elektrikle de çalışabilen, bakır, pirinç vb. metallerden yapılmış musluklu kap Semaverde demlenmiş çayın zevki başkadır. R. H. Karay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 112soba — is., Mac. szoba Bir yeri ısıtmak için içinde kömür, odun veya gaz yakılarak kullanılan bir araç Gözünü soba ateşine dikip ne düşünüyorsun. H. E. Adıvar Birleşik Sözler katalitik soba gaz sobası odun sobası …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 113sömikok — is., mdn., Fr. semi coke Taş kömürünü çok yüksek olmayan, 500 600 °C de damıtarak elde edilen kömür …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 114topuk — is., ğu, anat. 1) Ayağın yuvarlakça olan alt bölümü Topuklarına kadar uzun saçları vardı. M. Ş. Esendal 2) Ökçe Sıska kız, alışık olmadığı yüksek topuklarla yürümeye çalışıyordu. Ç. Altan 3) mdn. Belli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 115tütsülenmek — nsz 1) Tütsüleme işi yapılmak Miniminiyken o da benim gibi özellikle tütsülenmiştir. R. H. Karay 2) mec. Tütsüye benzeyen dumana tutulmak Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar. F. N. Çamlıbel …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 116vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 117yağlı — sf. 1) Üzerinde veya içinde yağı olan 2) Yağı çok olan 3) Yağla yapılmış Yağlı çörek. 4) Besili, semiz Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun. O. C. Kaygılı 5) Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan Uzun saçları eski redingotun yağlı… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 118yakıt — is. Odun, kömür, doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde, yakacak, mahrukat Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor. Birleşik Sözler yakıt deposu yakıt göstergesi yakıt parası akaryakıt yağ yakıt …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 119yatak — is., ğı 1) Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. R. H. Karay 2) Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte 3) Üzerine… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 120yer altı kaynakları — is., ç. Petrol, gaz, kömür gibi toprak altında bulunan kıymetli ham ürünler …

    Çağatay Osmanlı Sözlük