kâr etmek
1kâr etmek — 1) kazanç elde etmek, yarar sağlamak 2) etki yapmak 3) iyi gelmek, etkisi iyi olmak …
2canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek) — çok etkilemek Yalnızlık canıma kâr etti, bilmem neylesem. Ruhi …
3kâr — is., Far. kār 1) Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı 2) İş 3) mec. Yarar, fayda Bundan benim hiçbir kârım yok. 4) ekon. Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay 5) tic. Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki… …
4kâr — (F.) [ رﺎﮐ ] iş. ♦ kâr etmek işlemek, tesir etmek …
5kâr zararın kardeşidir — ticarette sadece kâr etmek düşünülmez, zarar da edilebilir anlamında kullanılan bir söz …
6KAR' — Vurmak. Çakmak. Kapı çalmak. * Savt. Avâz. Ses. * Kabak. * Gülsuyu kabı. * Eti soyulmuş kemik KAR (KUR ) (C.: Ekrâ) Cem etmek, toplamak. * Okumak, kıraat …
7etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H …
8KAR'-UL ASÂ — Doktorun, hastanın bedenine vurup muâyene etmesi. * Mc: Hatayı hatırlatmak için işaret vermek ve ikaz etmek …
9kar kur etmek — guruldamak. I, 324 …
10keñeşmek — kar;ılıklı danı;mak, tedbir etmek III, 393, 394 …