iyice

  • 51büsbütün — zf. İyiden iyiye, iyice, tamamen, tamamıyla, temelli Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 52camlı — sf. Cam takılmış, cam geçirilmiş, camı olan Verandayı andıran camlı sofa iyice ısınmıştı. R. H. Karay Birleşik Sözler camlı köşk çift camlı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 53çakmaklaşmak — nsz Göz çakmak çakmak olmak, kızarmak ve iyice açılmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 54çarpık — sf., ğı 1) Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. Ç. Altan 2) mec. Kötü Oraya özellikle çarpık vasıfları olanları toplarlarmış. H. Taner 3) Gerektiği gibi olmayan, düzgün olmayan 4)… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 55çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 56çiğ köfte — is. İyice dövülmüş çiğ etle ince bulgura biber, soğan, baharat, salça, maydanoz katılıp bulgur yumuşayıncaya kadar yoğrulduktan sonra pişirilmeden biçim verilerek yenen köfte …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 57didiklemek — i 1) Çekiştirerek veya ısırarak parçalamak, gagalamak Kuş, sanki öfkesini alamamış gibi gagasıyla yılanı didikliyor sanılırdı. M. Ş. Esendal 2) Bir yerin veya bir şeyin içindeki eşyayı karıştırarak aramak, araştırmak Manzumenin yazılı olduğu… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 58dolmak — nsz, ar 1) Dolu duruma gelmek 2) Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. T. Buğra 3) Bir yere iyice yayılmak, kaplamak Oda sigara dumanı dolmuştu. S. F. Abasıyanık 4) Bir yerde pek çok eşya veya kimse… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 59doygunlaşmak — nsz İyice doymak, doygun bir duruma gelmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 60döşemek — i 1) Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak 2) Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik. 3) Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük