-
1 к счастью
iyi ki -
2 хороший
iyi [ий'и] -
3 хорошо
iyi* * *1) iyi, güzel; yakındanхорошо́ па́хнуть — kokusu güzel olmak
хорошо́ учи́ться — iyi okumak
хорошо́ зараба́тывать — dolgun ücret almak; iyi para kazanmak
он хорошо́ зна́ет э́ту пробле́му — bu sorunu yakından biliyor
худо́жники, кото́рых он хорошо́ зна́ет / знал — yakından tanık olduğu ressamlar
дела́ иду́т хорошо́ — işler iyi gidiyor
ты хорошо́ сде́лал, что пришёл — iyi ettin de geldin
больно́й чу́вствует себя́ дово́льно хорошо́ — hasta iyicedir
он хорошо́ оде́т, не просту́дится — sırtı pektir, soğuk almaz
2) в соч., → сущ., с, нескл. ( отметка) iyiпо фи́зике он получи́л "хорошо́" — fizikten iyi aldı
3) безл., → сказ. iyi(dir), güzeldirвот как хорошо́! — ne güzel!
о́чень хорошо́! — çok güzel! mükemmel!
э́то хорошо́! — orası iyi
вот и хорошо́! — iyi ya işte!
здесь о́чень хорошо́ — burası çok güzel
здесь нам о́чень хорошо́ — burada çok rahatız
там ему́ бы́ло о́чень хорошо́ — orada çok rahat etti
хорошо́, е́сли он придёт во́время — vaktinde gelse iyi (olur)
хорошо́, что ты прие́хал — geldiğin iyi oldu
хорошо́, что бы́ло па́смурно — iyi ki / Allah'tan hava bulutluydu
хорошо́, что ты напо́мнил — iyi ki hatırlattın
4) частица (да, ладно) peki, pekalâ, olurхорошо́, сде́лаю — peki, yaparım
хорошо́, хорошо́, об э́том поговори́м по́сле — pekalâ, pekalâ: onu sonra konuşuruz
5) → вводн. сл. pekalâ, haydiхорошо́, но куда́ ты дел де́ньги? — pekalâ, ya parayı ne yaptın?
••хорошо́ бы пошёл дождь — keşke yağmur yağsa
хорошо́ бы (нам) пое́сть — karnımızı doyursak
-
4 добрый
iyi,iyi kalpli; hayırlı* * *1) iyi, iyi kalpliу неё до́брое се́рдце — iyi kalpli bir kadındır
вы о́чень до́бры́ ко мне — çok iyisiniz, hüsnü teveccühünüz
2) врз iyi, hayırlı; kıyakдо́брые изве́стия — iyi / hayırlı haberler
до́брое и́мя — iyi ad
до́брое наме́рение — iyi niyet
спаси́бо вам за до́брые пожела́ния — iyi dilekleriniz için teşekkür ederim
сде́лай до́брое де́ло,... — bir iyilik / hayır et de...
он сде́лал нам мно́го до́брого — onun çok iyiliğini gördük
до́брый конь — kıyak bir at
3) разг.до́брых три часа́ — üç saate yakın
до́брая полови́на зри́телей — seyircilerin neredeyse yarısı
••до́брый день! — iyi günler!
до́брое у́тро! — günaydın! hayırlı sabahlar!; sabahlar hayrolsun!
до́брый ве́чер! — iyi akşamlar!; akşamlar hayrolsun!
до́брой но́чи! — iyi geceler!
бу́дьте до́бры́ — lütfen
в до́брый час! — haydi hayırlısı!
люди до́брой во́ли — iyi niyet adamları
-
5 хороший
iyi,güzel; yakışıklı* * *1) врз iyi; güzelхоро́ший челове́к — iyi adam / insan
хоро́ший отве́т — iyi bir cevap
хоро́шая мысль — iyi fikir
хоро́шая но́вость / весть — iyi haber
хоро́ший дом — iyi / adamakıllı bir ev
хоро́шие ви́на — iyi / kaliteli şaraplar
хоро́шая зарпла́та — dolgun ücret / maaş
он зарабо́тал хоро́шие де́ньги — iyi para kazandı
э́то - хоро́шее нача́ло — bu olumlu bir başlangıçtır
хоро́ший друг — yakın dost
он мой хоро́ший знако́мый — onu yakından tanırım
вы́пал хоро́ший дождь — iyi yağmur yağdı
э́то пальто́ мне хорошо́ — bu palto bana iyi geldi
они́ в хоро́ших отноше́ниях — araları iyidir
хоро́шая по́рция моро́женого — bol bir porsiyon dondurma
кака́я хоро́шая ночь! — ne güzel bir gece!
2) в соч., тк. кратк. ф., разг.хоро́ш друг! — bir de buna dost denirmiş! aşkolsun dostluğuna!
ты то́же хоро́ш! — sen de az değilsin ama!
он уже́ хоро́ш (о пьяном) — tam oldu artık
она́ хоро́ша́ собо́й — kız / kadın çok güzeldir
4) (хоро́шее) → сущ., с iyi, iyilikон сде́лал нам мно́го хоро́шего — bize çok iyiliği dokundu
отлича́ть хоро́шеё от дурно́го — iyiyi kötüden ayırmak
••всего́ хоро́шего! — iyi günler! devletle! selametle!
-
6 благой
iyi,hayırlı* * *I уст.hayırlı, iyiблаго́е де́ло — hayırlı / sevaplı iş, sevap (-bı)
благое наме́рение — iyi niyet
II в соч.э́то всего́ лишь / не бо́лее чем благи́е пожела́ния — bu, iyi niyetli bir istem olmaktan ileri gitmiyor
крича́ть благи́м ма́том — avazı çıktığı kadar bağırmak
-
7 дружный
iyi geçinen; uyumlu* * *1) iyi geçinenдру́жная семья́ — üyeleri birbiriyle iyi geçinen bir aile
2) ( согласованный) uyumluдру́жная рабо́та всего́ коллекти́ва — tüm topluluğun uyumlu çalışmaları
дру́жными уси́лиями — ortaklaşa çabalarla; elbirliğiyle
предложе́ние бы́ло встре́чено дру́жными аплодисме́нтами — öneri bulunanların / salondakilerin hepsi tarafından alkışlandı
3) в соч.дру́жные всхо́ды — (pek kısa sürede) sürüvermiş ekinler
-
8 продуманный
iyi / etraflıca düşünülmüş; hesaplıпроду́манный шаг — hesaplı bir adım
хорошо́ проду́манное предложе́ние — iyi düşünülmüş bir öneri
хорошо́ проду́манная ложь — iyi uydurulmuş bir yalan
-
9 вылечивать
iyi etmek,iyileştirmek* * *несов.; сов. - вы́лечитьiyi etmek; iyileştirmek -
10 вылечиваться
iyi olmak,iyileşmek* * *несов.; сов. - вы́лечитьсяiyi olmak; iyileşmek -
11 добродушный
-
12 заживать
-
13 заживлять
-
14 залечивать
iyi etmek* * *несов.; сов. - залечи́ть1) iyi etmek2) разг. tedavi ede ede canını çıkarmak••залечи́ть ра́ны, нанесённые войно́й — savaşın açtığı yaraları sarmak
залечи́ть серде́чную ра́ну — gönül yarasını tamir etmek
-
15 ладиться
iyi yürümek* * *( о деле) iyi yürümekу него́ никака́я рабо́та не ла́дится — hangi işe el atsa beceremiyor
жизнь у них ника́к не ла́дится — bir türlü geçinemiyorlar
-
16 упекать
iyi pişirmek* * *несов.; сов. - упе́чь1) разг. iyi pişirmek2) прост. atmak; tıkmakупе́чь кого-л. в тюрьму́ — cezaevine / hapse tıkmak
его́ опя́ть упекли́ (посадили в тюрьму) — onu yine içeriye tıktılar
-
17 добросердечный
-
18 красноречивый
-
19 мягкосердечный
-
20 наблюдательный
iyi gözlemci* * *1) ( о человеке) gözlem gücü / yeteneği olan; gözlemci2) gözetleme °наблюда́тельная вы́шка — gözetleme kulesi
См. также в других словарях:
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi ki — güzel bir rastlantı olarak, ne mutlu İyi ki o günkü acı ile ölmemişiz. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
Iyi-uwa — An Iyi uwa is an object from Otu/Otwa or Igbo mythology that binds the spirit of a dead child (known as ogbanje) to the world, causing it to return and haunt the mother.Many objects can serve the purpose of iyi uwa, including stones, dolls, omens … Wikipedia
iyi gelmek — 1) yaramak Ağrılarıma bu ilaç iyi geldi. 2) giyecek, üstüne olmak, uygun olmak Palto üstüne iyi geldi. 3) uğurlu gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez — bir kimse başkalarına iyi öğüt verebilir ama ün veremez, kişi ünü ancak kendisi kazanabilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi gün — is. Refah ve huzur içinde geçen zaman Birleşik Sözler iyi gün dostu … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi gün dostu — is. Dostlarının sıkıntılı zamanlarında onlardan kaçan kimse Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iyi gün dostu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi hâl — is., li Bir kimsenin yaşayışında kötü ve sakıncalı bir durum olmama hâli, hüsnühâl Birleşik Sözler iyi hâl belgesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi kalpli — sf. Başkaları için hep iyilik düşünen, iyi yürekli … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi kalplilik — is., ği İyi kalpli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi kötü — zf. Ne çok uygun ne de çok aykırı, acı tatlı, şöyle böyle İyi kötü paramın ereceği bir şey almalı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük