inanmak
1ınanmak — inanmak, güvenmek I, 206; III, 161 …
2inanmak — e 1) Bir şeyi doğru olarak benimsemek Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez. N. Ataç 2) Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek Ben size inanırım. 3) Bir şeyin varlığını,… …
3İ'TİKAD — İnanmak. İnanç. Sıdk ve doğruluğuna kalben kararlı olmak. Gönülden tasdik ederek inanmak. Dinin temelini meydana getiren şeylere inanmak. (Bak: İltizam …
4ciddiye almak — inanmak, gerçek sanmak, önem vermek …
5emin olmak — inanmak, güvenmek Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar. M. Yesari …
6kani olmak — inanmak, kanmak Şahsi vaziyetini kabil olduğu kadar iyileştirmek lüzumuna kuvvetle kani idi. A. Ş. Hisar …
7mutmain olmak — inanmak, gönlü kanmak …
8ikna olmak — inanmak, kanmak …
9fummak — inanmak, itikad u itimad etmek …
10işanmak — inanmak, itikad, itimad etmek, yakın ve baver etmek …