ihtiyar

  • 101doksanlık — sf., ğı 1) İçinde doksan tane bulunan Doksanlık portakal sandığı. 2) Doksan yaşında olan Doksanlık bir ihtiyar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 102dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 103eflatuni — is., Ar. eflāṭūnī 1) Eflatun rengi 2) sf. Bu renkte olan 3) sf. Platonik Kadını gayet ihtiyar bir adama nikâh ederler ve bu mecburi izdivaç tabiatıyla gayet eflatuni kalır. Ö. Seyfettin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 104genç — sf., ci 1) Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı Genç kızı bir gece pencerede görmüştü. H. Taner 2) Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan) Genç ağaç. Genç at. 3) Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç 4) Zihin bakımından yeterince… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 105hanımanne — is. 1) Kayınvalide, kaynana 2) ünl. İhtiyar kadınlara bir seslenme sözü …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 106harem — is., tar., Ar. ḥarem 1) Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı. F. R. Atay 2) Bu bölümde oturan kadınların hepsi 3) esk. Karı, eş ... gelen… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 107hasbilik — is., ği Gönüllü ve karşılıksız iş yapma, gönüllülük İhtiyar bana feragat, tevazu, hasbilik felsefesini anlatıyordu. Ö. Seyfettin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 108ihtiyarlık — is., ğı 1) İhtiyar olma durumu, yaşlılık, gençlik karşıtı İhtiyarlık vaktinde gönül hoş olsun. Biraz borçlanırım ama zarar yok. A. Ş. Hisar 2) Her bakımdan güçsüzlük, yetersizlik, zayıflık İhtiyarlıktan yani zaaftan nefret ederdi. Ö. Seyfettin… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 109iskambil — is. 1) Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı. O. C. Kaygılı 2) Bu kartların 52 tanesinden… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 110işlemek — i 1) Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek 2) nsz İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı. M. Ş. Esendal 3) e İçine girmek, etkilemek, nüfuz… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük