işletmek
1işletmek — I, 265 …
2işletmek — i 1) İşlemesini sağlamak, çalıştırmak Trenlerimizi odunla işletiyorduk. F. R. Atay 2) Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu… …
3ev işletmek — genelev sahibi olmak …
4kafasını işletmek — doğru ve iyi düşünmek Biraz kafanızı işletseniz ne düğümler çözersiniz. T. Oflazoğlu …
5kafayı çalıştırmak (veya işletmek) — akılcı davranarak sorunları çözmek …
6kullanmak — i 1) Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu? H. C. Yalçın 2) Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi… …
7bulgu — is. 1) Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey 2) Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice Banka bu gibi bulguları işletmek için para veren bir kurumdur. 3) tıp… …
8çentik — is., ği 1) Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık Bıçağın ağzında çentik var. 2) Küçük oyuk İhtiyarın uzun şakaklarında, gözlerinin altında bıçak yaraları gibi ince çizgiler, çukurlar, oyuklar, çentikler,… …
9ev — is. 1) Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı 2) Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar. N. Cumalı 3) mec. Aile Evine bağlı bir adam. 4) esk. Soy,… …
10faiz — is., ekon., Ar. fāˀiż 1) İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema 2) Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli Birleşik Sözler… …