işaret
1išaret — išáret m DEFINICIJA reg. 1. izražavanje grimasama i gestama, gestikulacija 2. neodređen, instinktivan osjećaj da se nešto može dogoditi; predosjećanje, slutnja, znak ETIMOLOGIJA tur. işaret ← arap. işārä …
2işaret — is., Ar. işāret 1) Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im Noktalama işaretleri. 2) Belirti, gösterge, alamet 3) El, yüz hareketleriyle gösterme Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor. R. H. Karay Birleşik Sözler… …
3İŞARET — Bir şeyi bir vasıta ile (el, göz, kaş veya parmakla) göstererek bildirmek. * Nişan, alâmet, belli bir iz. * Ist: Doğrudan doğruya olmadan, hatırlatma suretiyle verilen emir. (Münasebat ı tevafukiye eğer taaddüt etse ve ayrı ayrı cihetinden bir… …
4işaret etmek — 1) bir şeyi, bir durumu el, yüz hareketleriyle anlatmak, göstermek Annem eliyle, yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama hiç ses çıkarmadılar. S. F. Abasıyanık 2) belirtmek Ben, yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim.… …
5işaret zamiri — is., dbl. Varlıkların yerini, işaret yoluyla belirten zamir, gösterme zamiri Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar …
6işâret — (A.) [ ترﺎﺵا ] 1. gösterme. 2. alamet. 3. iz …
7ISARET — Meylettirmek, eğmek …
8işaret fişeği — is. Bulunduğu yeri belli etmek için havaya atılan, renkli ışık saçan fişek …
9işaret parmağı — is. Elde, başparmaktan sonraki parmak, şehadet parmağı, gösterme parmağı …
10işaret sıfatı — is., dbl. Bir cismi gösterme yoluyla belirten sıfat, gösterme sıfatı: Bu kitap, şu adam, o çocuk gibi …