işaret
21peravlik — isaret, memlukiyet …
22imletmek — işaret ettirmek I, 266 …
23suk erıñek — işaret (şahadet) parnnağı III, 130 …
24ABE — İşaret, alamet. * Cemaat, topluluk …
25ARAZ — İşâret, alâmet. * Tesâdüf, rast gelme. * Kaza. Felâket. Zâtî olmayan hâl ve keyfiyet. * Fls. Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıf. Meselâ: Şekerin beyaz rengi şekerin varlığı için zaruri değildir …
26KURME — İşaret için devenin burnundan bir miktar deri kesip tam ayrılmadan yine burnu üstüne yapıştırmak …
27MEDLULİYYET — İşâret ve delil olma hâli …
28MUTRIZ — İşaret ve damga koyan. Alem yapan …
29REMZ — İşaret. İşaretle anlatmak. * Güç anlaşılır. * Gizli ve kapalı söyleme …
30SIFÂT-I İŞARİYE — İşaret sıfatları …