işaret
11işaret vermek — bir araç kullanarak bir şeyi belli etmek Başı ile evet işareti verdi. A. Gündüz …
12İŞARET-İ ÂLİYE — Tar: Şeyh ül islâm, defterdar ve yeniçeri ağası gibi maiyyet memurlarından biri tarafından yazılan takrir veya ilam üzerine sadrazamın kabul veya red şeklinde yazdığı yazı. * Sadaret makamından çıkan emirler …
13Türk İşaret Dili — Türkische Gebärdensprache Gesprochen in Türkei, Türkische Republik Nordzypern Sprecher ? Gehörlose, ? Hörende/Schwerhörige Linguistische Klassifikation Gebärdensprache Türkische Gebärdensprache Türkisch (TİD) …
14İSM-İ İŞARET — Gr: Kendisiyle muayyen bir şeye işaret olunan kelime. Bu, şu o gibi …
15bel etmek — işaret koymak, işaret vermek …
16MÜMİYE — İşaret eden, işaret edici …
17İMA — İşaret etmek. İşaretle anlatmak. İşaret …
18İMAEN — İşaret vererek. İşaret ederek …
19görküzmek — işaret etmek, göstermek, numayiş eylemek …
20indav — işaret ile davet etmek, kabul içün boyun eymek; sisame benzer bir nevi dane dir; uyuz illetine mübtela olan develere anın yağını sürerler …