iş yerlerinde

  • 1gut — is., tıp, Fr. goutte Organizmadaki ürik asidin atılmayarak vücudun bazı yerlerinde, özellikle ayak başparmağında, topuk ve eklem yerlerinde birikmesinden ileri gelen, ağrı ve şişlerle ortaya çıkan hastalık, damla hastalığı, nikris …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2işgaliye resmi — is., huk., esk. Pazar yerlerinde, toplu ticari iş yerlerinde satıcının işgal ettiği yer için ödediği ücret veya kira bedeli …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3konsomasyon — is., Fr. consommation 1) Gazino, bar vb. eğlence yerlerinde yenilip içilen şey 2) Böyle şeyleri yiyip içme 3) Eğlence yerlerinde konsomatrisin masadan masaya dolaşması …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4işgaliye resmi — Pazar yerlerinde, toplu ticari iş yerlerinde satıcının işgal ettiği yer için ödediği ücret veya kira bedeli …

    Hukuk Sözlüğü

  • 5abraş — sf., Ar. abrāş 1) Alaca benekli Abraş at. 2) Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı) 3) Çarpık, eğri, düzgün olmayan 4) Ters, kaba, görgüsüz (kimse) 5) hlk. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan, çapar (kimse) 6) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6açılı kaplama — is., den. Ahşap teknenin değişik yerlerinde kullanılan, özel biçimlerde kesilmiş kaplama parçası …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7artist — is., Fr. artiste 1) Güzel sanatlardan birini meslek edinen kimse, sanatçı, sanatkâr 2) hlk. Eğlence yerlerinde gösteri yapan kimse 3) argo Yapmacık ve abartılı davranan kimse Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller artist gibi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8at cambazı — is. 1) At alıp satan kimse 2) Sirklerde veya eğlence yerlerinde, at üstünde hünerlerini gösteren kimse Bu arsada zaman zaman at cambazları, hokkabazlar, palyaçolar hünerlerini gösterirler. S. Birsel …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9atık su — is., yu Evlerde, iş yerlerinde kullanımdan dolayı kirlenen ve bina dışına sevk edilen pis su Fabrikanın atık suları arıtıldıktan sonra denize bırakıldı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10banko — is., İt. banco 1) İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh 2) Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para 3) Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse 4) zf. Kesinlikle Bu… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük