içirmek
1içirmek — i İçme işini yaptırmak, içmesini sağlamak Ben sana kahve değil ama güzel bir çay içiririm. B. Felek …
2yedirip içirmek — beslemek …
3içtürmek — içirmek, su içirmek, I, 218; II, 173 …
4içürmek — içirmek I, 47, 177. 218; II, 173 …
5öpürmek — içirmek I, 171, 176 …
6ettirgen çatı — is., dbl. Geçişsiz fiillerin geçişli fiili dönüştüren, geçişli fiillerde hareketin başkalarına yaptırıldığını gösteren fiiller oluşturan er , ir , tir , t eklerinden birinin veya ikisinin üst üste getirilmesi ile kurulan fiil çatısı: içirmek (iç… …
7içirme — is. İçirmek işi …
8istenilmek — nsz İsteme işi yapılmak Gül Hanım a balık yağı içirmek istenilmiş, şişesi bulunmuş, kaşığa konmuş yahut konmak istenilmiş, bu sırada şişe devrilmiş. M. Ş. Esendal …
9suvarmak — i Hayvana su vermek, su içirmek Bülbülü suvardım altın tasınan / Gurbete yolladım kara yasınan. Halk türküsü …
10yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …