hayran etmek
1hayran etmek (veya bırakmak) — hayranlık duygusu uyandırmak, çok beğenilmek Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafızamıza, nüktelerimize onları hayran ederdik. Ö. Seyfettin …
2lal etmek — konuşamaz duruma sokmak, susturmak Bazı ihtiyar âlimlerimizin lisana vukuflarına hayran oldum, mantıklarıyla bizi lal ettiler. Y. K. Beyatlı …
3kırıp geçirmek — 1) yakıp yıkarak, öldürerek, baskı veya etki yaparak büyük zarar vermek Pakize nin kırıp geçirdiği bir şeyi görmekten hasıl olacak tesiri temaşaya gelen çocuklara... H. Z. Uşaklıgil 2) çok sert davranarak darıltmak Adamın her akşam yarım kiloyu… …
4TAGŞİŞ — (Gışş. dan) Karıştırmak saflığını gidermek. Değerli bir şeyi değeri olmayan şeylerle karıştırmak. * Aklı gidermek. * Hayran etmek …
5İ'CAB — Şaşırtmak. Hayran etmek. Hayrete düşürmek. * Hodpesendlik. Kendini beğenmişlik …
6seyretmek — nsz, der, Ar. seyr + T. etmek 1) Bir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, bakmak Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor. H. Taner 2) i Bir olaya karışmadan bakmak Rabia biraz şaşkın, salapuryada arkadaş… …
7fethetmek — i, der, Ar. fetḥ + T. etmek 1) Bir yeri veya ülkeyi savaşarak almak, ülke açmak Mekânı fethetmek bir marifettir fakat mekânla beraber zamanı da fethetmek yüz misli değerindedir. Y. K. Beyatlı 2) mec. Herkesin takdirini, övgüsünü kazanıp kendine… …
8meftun — sf., Ar. meftūn Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş Şehriban a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meftun etmek meftun olmak …
9mucize — is., din b., Ar. muˁcize 1) Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık 2) İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay… …
10tahayyür — (A.) [ ﺮﻴﺤﺕ ] hayranlık. ♦ tahayyür etmek hayran kalmak, şaşakalmak …
- 1
- 2