hatîr
91parmaklık — is., ğı 1) Dik ve biraz aralıklı olarak yan yana dizilmiş tahta, demir vb. çubuklarla yapılmış bölme veya korkuluk Köşkün tahta parmaklıkları önünde rahatsız etmekten çekinerek hatır soruyorlar. A. Gündüz 2) Kesik veya yara bulunan parmağı… …
92saz takımı — is., müz. Ut, keman, kanun, bağlama vb. müzik araçlarını çalanların oluşturduğu çalgı takımı Hatır, gönül, nüfuz tesiri sayesinde bu saz takımlarının birbirlerine hemen denk olmasını temin ederdi. A. Ş. Hisar …
93selam sabah — is. Selamlaşıp hatır sorma Merhaba küçük kuşlar merhaba / Nedir bu sessizlik hani selam sabah? M. C. Anday Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller selamı sabahı kesmek …
94senet — is., di, tic., Ar. sened 1) Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit Bu zarflar hisse senedi dolu idi. F. R. Atay 2) esk. Dayanılan veya dayanılacak olan şey Birleşik Sözler senet sepet… …
95tok sözlü — sf. Hatır ve gönül dinlemeden, hiçbir şeyden çekinmeden konuşan Böyle zamanlarda, onun ne kadar aksi ve tok sözlü olduğunu gayet iyi anlamıştı. R. N. Güntekin …
96yâd — is., Far. yād 1) Anma 2) Hatır, zihin Yâdımda ezelî ve mor bir fecir memleketi gibi kalan doğduğum yeri gözümün önüne getirmek isterim. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yâd etmek …
97yâren — is., Far. yārān Arkadaş, yakın, dost Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün. Yunus Emre Birleşik Sözler yârenbaşı …
98angarya çekmek — bir işi isteksizce, hatır için yapmak zorunluluğunda olmak Benim bu angaryalarımı da başka türlü kimsecikler çekmez. O. C. Kaygılı …
99bir çift lakırtı etmek — kısa konuşmak Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler. M. Ş. Esendal …
100kimse bilmez, kim kazana kim yiye — bir kimsenin çalışıp çabalayarak kazandığı malı kimi zaman hatır ve hayalde olmayan kişiler yer anlamında kullanılan bir söz …