hatîr
101yüz yüze bakmak — arada hatır gönül meselesi olduğu için karşılıklı ilişkiyi korumak zorunda bulunmak …
102merhaba etmek — hâl hatır sormak, görüşüp konuşmak Bir oturun bakalım, bir merhaba edelim! M. Ş. Esendal …
103yasak savmak — 1) bir nesne, bir gereksinimi geçici olarak karşılamak, şimdilik işe yaramak Bu boyun bağı eskimiş ama bugünlük yasak savar. 2) bir işi hatır için, gönülsüz olarak üstünkörü yapmak Bunu da yasak savar gibi değil, yararlı olmak kaygısı ile yani… …
104adam adamdan korkmaz, utanır — bir kimse başka bir kimseye hak ettiği sert karşılığı, korktuğundan değil hatır saydığından vermez anlamında kullanılan bir söz …
105dünya bir, işi bin — bu dünyada insanın hatır ve hayaline gelmeyen türlü türlü durumlar ortaya çıkar anlamında kullanılan bir söz …
106büyük sözüme tövbe! — bir konuda çok kesin konuşulduğunda tersi bir durumun başa gelmemesi dileğini belirten bir söz Büyük sözüme tövbe, hatır ve hayalime bile getiremem. S. M. Alus …
107adam hesabına koymak — birine değer vermek, saygı göstermek Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler. M. Ş. Esendal …
108hatırını sormak — hâl hatır sormak Yakın tanıdık beylerden yanına gelenler, hatırını soranlar da oluyordu. M. Ş. Esendal …
109hâtırâzâr — (A. F.) [ رازﺁ ﺮﻃﺎﺧ ] gönül inciten, hatır kıran …
110yâd — (F.) [ دﺎی ] 1. hatırlama. 2. gönül, hatır. 3. anı, hatıra. ♦ yâd edilmek anılmak, hatırlanmak. ♦ yâd etmek anmak, hatırlamak …