harcamak

  • 1harcamak — i 1) Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek Bu yemek için bir saatimi… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2bozuk para gibi harcamak — (birini) değerini düşürecek biçimde bir kimseden yararlanmaya kalkışmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3çaba harcamak — bir işi yapabilmek için elinden geleni yapmak Tehlikeyi anlamış olacak ki seçimlerde oylarını dağıtmamaya çaba harcıyordu. T. Buğra …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4emek harcamak — çaba göstermek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5cepten harcamak — bir başkasının söylemediği bir sözü söylemiş gibi aktarmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6harcama yapmak — harcamak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7İSRAF — Lüzumsuz yere harcamak. Malı ve parayı lüzumsuz yere sarf etmek. İhtiyacından fazla istihlâk etmek ve harcamak. * En lüzumlu aslî vazifeleri bırakıp en lüzumsuz veya zararlı şeylerle meşgul olarak ömrünü veya gençliğini boş yere harcamak.(Hâlik ı …

    Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • 8çalışmak — nsz 1) Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak Bu eser için üç yıl çalıştım. 2) Herhangi bir iş üzerinde olmak 3) İşi veya görevi olmak, bulunmak Kışları onun mandırasında çalışıyor. H. Taner 4) Makine veya aletler işe yarar… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10abur cubur — is. 1) Yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen şeyler Çocuklara abur cubur yedirmekten sakınılmalıdır. 2) sf. İşe yaramayan, boş Olumlu, verimli bir işe adayacağı zamanını, abur cubur işlere harcamak ağırlarına gider. H. Taner 3) zf. Yararsız bir …

    Çağatay Osmanlı Sözlük