haksız

  • 21iddiacı — is. Dediğinde, iddiasında haksız da olsa direnen, inatçı (kimse) Kaldı ki Sakallı Celal sakalı dışında iddiacı bir adam da değildi. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 22iltimas — is., Ar. iltimās 1) Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma Onun için buraya kabul edilişimde bir iltimas seziyordum, buysa beni yerin dibine geçiriyordu. O. Kemal 2) mec. Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 23katletmek — i, der, Ar. ḳatl + T. etmek 1) İnsan öldürmek 2) Zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor. O. S. Orhon 3) Zarar vermek Doğayı katletmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 24kayırmak — i 1) Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek Bizi kayıran, arayan yok. H. R. Gürpınar 2) Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek Güzelle yüceltirim… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 25kondurmak — e 1) Konma işini yaptırmak Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz. B. R. Eyuboğlu 2) Gelişigüzel takmak, iliştirmek Başına çiçekler kondurmuş. 3) i Birden yapıvermek veya söyleyivermek Öpücüğü kondurdu. 4) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 26lokma — is., Ar. luḳme 1) Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı. Ö. Seyfettin 2) Lokma tatlısı 3) tek. Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 27nahak — sf., esk., Far. nā + Ar. ḥaḳḳ Haksız, gereksiz Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler nahak yere …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 28nahak yere — zf. Haksız, gereksiz olarak, boş yere, boşuna Her seferinde kıyasıya kapıştıklarını, nahak yere kalp kıracaklarını sanıyor. A. İlhan …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 29sömürmek — i 1) Yiyecek içeceğin hepsini birden yiyip bitirmek, silip süpürmek 2) Dudaklarını yapıştırarak soluğu ile çekip içmek 3) Üretim araçları sahipleri, başkalarının emeğine ve onların yarattıkları değerlere el koymak 4) Bir ulus veya devlet, diğer… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 30tevbih — is., esk., Ar. tevbīḫ Paylama Haklı mı, haksız mı olduğunu kestiremediğim bu tevbihe gülümsedim. Ö. Seyfettin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük