-
1 властвовать
hâkim olmak,hüküm sürmek,hükmetmek,yönetmek* * *hakim olmak, hüküm sürmek, hükmetmek ( господствовать); yönetmek ( управлять)••поли́тика "разделя́й и вла́ствуй" — "böl ve yönet" politikası
-
2 заключать
içine almak,kapsamak; hapsetmek; hükmetmek; bitirmek,tamamlamak* * *несов.; сов. - заключи́ть1) ( содержать) içine almak, kapsamak2) hapsetmekзаключа́ть кого-л. в тюрьму́ — birini hapsetmek
заключа́ть кого-л. под стра́жу — birini tutuklamak
3) ( делать вывод) hükmetmek, hükme / yargıya varmak4) ( завершать) bitirmek, tamamlamak5) (договор, мир и т. п.) yapmak; akdetmek; bağıtlamakзаключи́ть сою́з — ittifak yapmak
-
3 повелевать
1) (иметь власть над кем-чем-л.) hükmetmek2) ( приказывать) buyurmak, emretmek; irade etmek -
4 решать
несов.; сов. - реши́ть1) ( заключать) hükmetmekя реши́л, что ты не пое́дешь, поэ́тому... — senin gitmeyeceğine hükmettim de...
2) ( принимать решение) karar vermek, kararlaştırmak, karar altına almakмы реши́ли оста́ться — kalmaya karar verdik, kalmayı kararlaştırdık
те́бе реша́ть — karar senin(dir)
решено́! — karar!
э́тот вопро́с решён — bu sorun karara bağlandı
реша́ть бу́дет дире́ктор — karar müdüre ait(tir)
э́тот ко́нкурс решено́ сде́лать традицио́нным — bu yarışmanın gelenekselleştirilmesi karar altına alındı
суд реши́л де́ло в его́ по́льзу — mahkeme onun lehine karar verdi
3) (математическую задачу, уравнение, кроссворд) çözmekархите́ктор оригина́льно реши́л э́ту пробле́му — mimar bu soruna özgün bir çözüm buldu
пробле́ма решена́ оконча́тельно — sorun kesin bir çözüme bağlandı
••реши́ть судьбу́ кого-чего-л. — birinin, bir şeyin kaderini belirlemek
его́ судьба́ / у́часть была решена́ — kaderi belli olmuştu
См. также в других словарях:
hükmetmek — e, der, Ar. ḥukm + T. etmek 1) Egemenliği altında bulundurmak 2) Düşünme veya yargılama sonunda bir kanıya varmak Gözlerimi açtığım zaman odamı loş görünce akşam olduğuna hükmettim. R. H. Karay 3) Aklına esmek 4) mec. Bir kimseye veya topluluğa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
FÜTAHA — Hükmetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TASMİD — Hükmetmek. İçini doldurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çiğnemek — i 1) Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor. H. R. Gürpınar 2) Ayak veya tekerlek altına alarak ezmek Bunlara dalgın bakarken, öteden gelen bir araba onu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hükmetme — is. Hükmetmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüküm — is., kmü, Ar. ḥukm 1) Yargı Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı. F. R. Atay 2) Egemenlik, hâkimiyet 3) Değer, aynı veya benzer nitelik Kocabaş Kazasker, gerçekten Sultan Mahmut un gözbebeği hükmündeymiş. R. N. Güntekin 4) Önem, geçerlilik Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâkim olmak — 1) buyruğunu yürütmek, egemenliğini sürdürmek Bir milletin ruhu zapt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Atatürk 2) etkili olmak, hükmetmek Islak saçları bir beyaz tülbende sarılı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahakküm etmek — baskı yapmak, zorbalık etmek, hükmetmek O, işbaşına geldiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
başında kavak yeli esmek — 1) genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak Kocası yaşlı diye genç bir kadının başında kavak yelleri estiğine hükmetmek lazım gelmez. R. H. Karay 2) gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hükümet — (A.) [ ﺖﻡﻮﮑﺣ ] 1. hükümet. 2. hakimiyet. 3. devlet. ♦ hükümet sürmek hakim olmak, hükmetmek, hüküm sürmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tahakküm — (A.) [ ﻢﮑﺤﺕ ] hükmetme, hükmü altında tutma. ♦ tahakküm etmek hükmetmek, hükmü altında tutmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü